Çarşamba, Haziran 22, 2005

Ouverture

Sarmaşığın ayaklarından tuttuğu çiçek ellerim...

Yürüdüm.. karanlık bastı ve ayakkabılarımı çaldılar bilmediğim bir sabahta...

Gövdesinin aceleyle tırmandığı karmaşık...

Zamanla oynaşarak kenti kandıran zaman...

Bir kedi ve bir kocaman yün yumağı...

Birçok kent kara teslimmiş..

Bende bir kentim kara teslim..
Ama önce bir an kara teslim oluyorum...
Sonra
Her an kara daha fazla teslim oluyorum...

Güldüm peşimden bir sirk koşuyor...

Akrobasi yapan adam ipin üstünde ve ben erkeksen düşersin diye bağırıyorum...

Bir mıknatısın çekim alanında ametal oldum..

İroni mi der di o adam orada durmuş ve deha...

Bana deha tarifi yapan...

Toplumsaldır, toplumcudur ama toplumla uyumsuzdur...

Sonra yüzüme gülümseyişi...

Sen beni biliyorsun ben seni bilmiyorum deyişi...

Gül ve gel...

Bak bu şimdi başka bir kente ilerleyen dalgalar üzerinde bir vapur...

Adalar var birazdan ve adalar sonrası martılar...

Kanatlı aslanlar var gördüğüm bir Asur kentinin kapısında

Şaşkın bir yerde ve daha şaşkın...

Ne kadar daha fazla buhara dönüşebiliriz onun için soluyorum...

Her gece ikinci bir hayat mıdır acaba..

Yeni bir ayna bulmalıyım kendimde...

Bu sarmaşık gövdemde değil içimde...

Kemirgenleri sistemin gibi görünenleri...
İzleyicisi ve baş peygamberi gösterinin...

Yıkmak, sarsmak, gülmek ve bütün bir karmaşaya çevirmek için bu zihin..

Saha fazla güçlü olmanın yolu daha fazla güçsüzlük..

Uçlara doğru ortalar daha fazla açılıyor...

Overture’m uykuya yazılmadan önce

Uykuya daldıktan sonra

Uykuya uyandıktan sonra..

Keskin ve hınzır kahkaham...

Üzerinde durduğun kanatlarım...

Bak kelimelere dönüşüyor gece...

Farkında değilsin ve bazen şüphe duyuyorsun...

Ne ...

Biliyorsun...

İçindesin ve içindeyim...

Beyninin kapılarındayım sevgilim...

Kapıları açmaya hiç uğraşmıyorum...

Çünkü dışında değil, içindeyim..

Bu renkli evrenin sonsuzuna kesiliyorum...

Heyecanlı soluk alıyor ve veriyorum...

Benim sonsuz göğüm benim sonsuz toprağım...

Bu turuncu eğlence diyarı benim...

Sarmaşığa dolanmış karmaşık zihnimin senin olduğu gibi...

Kaldır elini... sür üzerime... ellerinin ayası boyuyor boydan boya beni...

Kapa gözlerimi gözlerine...

Kalyonlar bu kıyıları tanımaz..

Hiçbir fener yol gösteremez...

Ben sana gözü kapalı geldim..

Bu overture senin

Bu gösteri...

Bu gerçek senin...

Benden ne istersen senin sevgilim...

Ben seninim...

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home